21 Aralık 2011 Çarşamba

EN İLGİNÇ BAYRAK HİKAYESİ...

Dünyada kendi ülke anayasasının ilanından önce belirlenen yani ulus olarak kendileri belirlemeden
ÜLKENİN BAYRAĞI olarak belirlenen , tek bayrak Japon bayrağıdır...
İngilizler bir yanlış anlaşılma sonucunda HINOMARU olarak bilinen ,Derebeyi MATSUMA'nın gemilerine taktığı  flamayı, Japonya'nın ulusal bayrağı sanıp dünyaya "Japonya'nın Bayrağı"  diye tanıtmasından sonra Japonlar tarafindan da benimsenmiştir.
Aslında bu bayrak çok eski tarihlere kadar gitmekte olup, HEIAN dönemine (794-1192) kadar  dayanır. Senkoku döneminde TAKADASHIGEN ve DATEMASAMUNE Hinomaru'yu bayrak olarak kullanmışlardı.Fakat yasal olarak Hinomaru'nun bayrak olarak kabul edilmesi , Meiji 3 yani 1870 dir.
Aslında bu tarihten önce de EDO döneminin sonuna doğru derebeyliğin (Bakufu)
Japonya genel deniz gucunun simgesi HİNOMARU idi ...Bu dönem Japonya'da yaşanan Namamugi olayının (1862)patlak vermesi ile Hinomaru dünyada japon bayrağı olarak anılmaya başladı.
ÜLKE,Japonya'nın dışa açılmasını savunanlar ve açılıma karşı çıkanlar olarak ikiye ayrılmıştı . Japonya'nın dışa açılmasına karşı çıkan  SONNOU JOUIHA   MATSUMAHA   shimazuhisashi de    dort ingiliz öldürülmesi olayından dolayı (bu olayın oldugu yerin adi Namamugi idi) ingilizler ve MATSUMAHA arasinda savas cikti .Bu savaşta MATSUMA' nin savaş gemilerinde taktığı flama hinomaru idi...
Bu flamayi gören ingilizler bunun Japonya'nin genel bayrağı olduğunu sandıklarından japon bayragi olarak dünyaya tanıttılar ve bu olaydan sonra tüm dünyaya yayıldı .
Bu olaydan hemen sonra  Japon Imparatorluk gemisi olan KANRINMARU pruvasina Hinomaru flaması çekerek Atlas Okyanusunu aşıp Amerika'ya varması da bunun Japon Bayrağı olarak sanılmasında etkili oldu...
ÖZETLERSEK, Japonya'da HINOMARU ulusal bayrak olarak 1870 yılında  belirlenmeden önce, uluslararasi sahnede ,1862 yılından başlayarak  japon bayrağı olarak kabul edilmişti.

İngiliz sömürgesi olmadığı halde JAPONYA'da TRAFİK neden SOLDAN akar ?

Sevgili Dostlar
ben hep  Japonya'nin trafiğinin neden soldan aktığını birçok kişiye sordum durdum...
Bazi japon grup başkanlari Meiji Restorasyonu döneminde tren ve araç trafiği kurallarının
İngiltere'den alındığını ifade ettiler.
Bu cevap beni pek ikna etmedi,zira gerçek olan şu ki Japonya'daki araba teknolojisi en çok amerikan ve alman teknolojisinden etkilenmistir,kaldi ki soldan trafiği akan bütün ülkeler daha önce ingilizlerin sömürgesi olmuş ülkeler,oysa Japonya hiçbir zaman ingilizlerin sömürgesi olmadı, o halde neden Japonya'da trafik bize göre tersten akıyor ?
Bu sorunun cevabı aslında Meiji Dönemi öncesi ve Meiji Dönemindeki Japonlarin gündelik yaşamında saklı ,yani henüz motorlu araçların Japonya'da kullanılmaya baslanmadığı bir döneme kadar gider...
Japonya'da Samuraylar yolda yürürken kendilerini her türlü saldırı ya da tehlikeden korumak ve kılıcını çabuk çekebilmek için yolun solundan yürüyorlardı,Samuraylar kılıçlarını vücudlarının sol tarafına doğru bellerinden geçirerek taşıdıkları için mecburen yolun sol tarafını tercih ediyorlardı.
Japonya'da gerek yük taşıyan arabalar ,gerekse de insanların çektiği iki tekerlekli araba (jinrikisha)veya (kago) tahtaravalli gibi taşıtlar Meiji Döneminde şehrin sokaklarında ilerlerken yolun sağ tarafını kullansalardı karşıdan gelen Samuraylara çarpıp cok ciddi problemlerle karşılaşılmasına hatta cezalandırılmasına neden olacağından,böylesi bir duruma neden olmamak icin tüm taşıtlar (motorsuz taşıtlar) yolun solundan giderdi.Daha sonra özellikle motorlu taşıtlar Japonya'da yollara çıkınca da  (Shouwa Dönemi 1926-1989) Shouwa Döneminin  25.yılında yani 1951'de bu gelenekler ve içtihatlara uygun olarak  trafigin soldan akmasinin nedeni olmustur.

JAPON BALIKÇISI / NAZIM HİKMET RAN

JAPON BALIKÇISI

Denizde bir bulutun öldürdüğü                                        
Japon balıkçısı genç bir adamdı.                                        
Dostlarından dinledim bu türküyü                                        
Pasifik'te sapsarı bir akşamdı.

Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.

Balık tuttuk yiyen ölür,
birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Balık tuttuk yiyen ölür.

Elimize değen ölür.
Tuzla, güneşle yıkanan bu vefalı,
bu çalışkan elimize değen ölür.
Birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Elimize değen ölür...

Badem gözlüm, beni unut.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.
Üstümüzden geçti bulut.

Badem gözlüm beni unut.
Boynuma sarılma, gülüm,
benden sana geçer ölüm.
Badem gözlüm beni unut.

Bu gemi bir kara tabut.
Badem gözlüm beni unut.
Çürük yumurtadan çürük,
benden yapacağın çocuk.
Bu gemi bir kara tabut.
Bu deniz bir ölü deniz.
İnsanlar ey, nerdesiniz? Nerdesiniz?


Nazım Hikmet' in  Japon Balıkçısı şiirini coğumuz biliriz. Şairin dünyada bir çok dile  çevrilmis ve bir çok dilde beste yapılmış olan şiirlerinden bir tanesidir ...
Özellikle dünyanın herhangi bir yerinde yapılan nükleer karşıtı toplantı ve konserlerde okunan yada yorumlanan bu şiirini , ünlü şairin niçin yazdığını biliyormuyuz?

ABD’nin Pasifik okyanusunda, 1 Mart 1954 günü denediği BRAVO kod adlı Hidrojen bombası bu şiirin yazılmasına yol açtı. Bombanın, beklenilenin çok üstünde bir verimle patlaması ve rüzgârın yönünün aniden değişimi sonucunda, Marshall adalarında yaşayan 400 kişi ve bomba merkezine yakın sularda avlanan Lucky Dragon adlı Japon gemisindeki balıkçılar, bilmeden yoğun bir radyoaktif yağışın etkisi altında kaldılar.

Nazım Hikmet’in ‘Japon Balıkçısı’ adlı şiirine konu olan bir bulutun öldürdüğü Japon balıkçısı, bu balıkçılardan biridir. Bravo’nun patlatıldığı sırada okyanusta seyreden 23 balıkçı, anlam veremedikleri bu toz ve kül bulutunun altında avlanmalarına devam ettiler . Karaya vardıklarında, aradan tam on dört gün geçmişti. Mide bulantıları, kusma ve derilerinde oluşan yaralar nedeni ile hastaneye başvurdular. Şikâyetlerinin nedeninin radyasyon olduğunun anlaşılması uzun bir süre aldı. Radyasyona maruz kalan 23 balıkçıdan bir tanesi , gerekli önlemler hemen alınamadığı için o yılın eylül ayında öldü. Bu balıkçılardan 17 ' si günümüzde halen yaşamaktadır.

Bu olay nükleer bomba denemelerinin durdurulması için yapılan kitlesel gösterilerin başlangıcı oldu...




 私たちを人間にしてくれた母親たち
母親は私たちを導く日射し
あなたたちも母親の愛から
生まれたのではなかったのか
母親たちを殺すな
雲に人間を殺させるな
庭の中をかけまわるむっつの子ども
子どものタコが高い樹々の梢で踊りはねる
あなたたちもかけまわったり
踊りはねたりしなかったのか
子どもたちを殺すな
雲に人間を殺させるな
鏡の前で髪をくしけずる花嫁たち
花嫁は鏡の中に誰をさがすのか
あなたもいつかこのように
待たれたことがなかったのか
花嫁たちを殺すな
雲に人間を殺させるな
過ぎし日々を懐かしむ老人たち
老人たちを楽しませるのは
甘い思い出のくさぐさ
あなたたちももう
老人ではないのか
老人たちを殺すな
雲に人間を殺させるな

18 Aralık 2011 Pazar

LİMANLAR ŞEHRİ TOKYO ve TOKYO KÖRFEZİ 東京湾 ya da eski adı ile EDO-WAN...

EDO ve TOKYO'nun gelişiminin tarihi,aslında ŞEHRİN DENİZE DOĞRU AÇILMASININ öyküsüdür...
1800'lerin ortasında TOKYO ŞEHRİ hala , EDO adı ile biliniyordu..."KÖRFEZ GEÇİTİ" anlamına gelen EDO 'da 1600'lerin başlarında deniz, gelgit hareketiyle yükselirken ŞOGUN 'un yaşadığı EDO KALESİ'nin eteklerine kadar geliyordu. EDO şehrinin nüfusu arttıkça ve şehir büyümeyi sürdürdükçe körfez de toprakla dolduruldu.
Bugün bile , KANTO bölgesinin güneyinde yer alan  TOKYO-WAN    東京湾   yani TOKYO KÖRFEZİ şehrin gelişimi için daha da ileriye itilmeye devam ediyor.
TOPLU HİSAR anlamına gelen ve günümüzün en önemli semtlerinden biri olan ODAİBA ,adını şehri yabancı savaş gemilerinden korumak amacı ile toplar yerleştirilen altı adadan almıştır.İşte bu altı adanın çevresinin doldurulması ile oluşmuştur bugünün ODAİBA'sı...
1993'ten beri iki farklı dünyayı birbirine bağlayan  RAİNBOW   レインボーブリッジ   Köprüsünü  yeni yolcu taşıma sistemi YURİKAMOME ile geçerek kalabalık ve binalarla dolu SHİMBASHİ'ye varabilirsiniz.



Köprünün diğer tarafında ise otelleri,kuleleri ve modern iş merkezleriyle ünlü ODAİBA semti büyümeyi sürdürür. AQUACİTY ODAİBA ' da modayı yakından izleyen mağazalar, restoranlar, birahaneler ve sinemalar sizi kendisine çeker. PALETTE TOWN ' daki dönme dolap dünyadaki benzerlerinin arasında en büyüklerden...Çapı 100 metre,yüksekliği ise 115 metre...Bir dönüş yaklaşık olarak 16 dakika sürüyor. Bu tecrübeyi kesinlikle yaşamanızı öneririm,tepe noktasına vardğınızda 115 metre yükseklikten muhteşem bir manzara ayaklarınızın altında serilecek.
Ticaret şovlarıyla ünlü TOKYO ULUSLARARASI FUAR MERKEZİ , müdürü MOHRİ MAMORU adında bir astronot olan  ULUSAL GELİŞEN BİLİMLER ve YENİLİKLER MÜZESİ  ile DENİZALTI BİLİM MÜZESİ görülmesi gereken yerler arasında...
ODAİBA semtindeki müzeleri gezdikten sonra Rinkai hattına binerek Tokyo'nun kalbine doğru giden yolda Yurakucho metro hattına aktarma yaptıktan sonra , denizden kazanılan ilk yerler olan TSUKUDAJİMA ve TSUKİSHİMA adalarına varacaksınız.
1600 ' lerde gelgitlerle  oluşan düzlüklerden elde edilen TSUKUDAJİMA 'ya yerleşen balıkçılar EDO 'ya taze balık sağlayarak ünlendiler . Soya sosunda pişirilen TSUKUDA-Nİ yemeği ile tanınmış  TENYASU adlı geleneksel restoranda muhakkak bir mola vermenizi öneririm. Sahibi MİYATA MATSUNOSUKE size hala TAİSHO (1912-1926) Döneminde yaşadığınız izlenimini verecektir. Çevrenizde göreceğiniz eski tarz eğlence kayıkları ve balıkçı botları , balıkçılığın önemli bir sanayi olduğu geçmiş günleri anımsatır .
Daha sonra oluşturulan TSUKİSHİMA adası ise , 2. Dünya Savaşı'nın sonlarına kadar metal ve makine endüstrisi ile Japonya için önemini korudu. Bugün ise MONJA-YAKİ ile ünlenmiştir. 1950'lerde sadece 3 dükkanda satılırken , günümüzde 70'e yakın yerde bulabilirsiniz.
Haftasonlarında bu dükkanların önünde uzun kuyruklar oluşuyor. TSUKİSHİMA NİSHİ NAKA DORİ caddesinde ardarda sıralanmış dükkanlarda satılan MONJA-YAKİ , buğday unu ve su karışımının ince doğranmış sebzelerle karıştırıldıktan sonra sac üzerinde pişirilmesiyle hazırlanan bir yiyecektir.
Her iki ada da ,1923 BÜYÜK KANTO DEPREMİ'ni ve II. DÜNYA SAVAŞI ' ndaki bombalanmayı zarar görmeden atlatmış olduğu için, korunmuş olan eski tarz sokakları ile ünlüdür.
ODAİBA ' nın gelişimini sürdürmesine karşın modern ve eskinin bu kadar yakın ve içiçe olması ,  ziyaretçilerin ilgisini her zaman cezbediyor...

14 Aralık 2011 Çarşamba

JAPONYA'yı gezmek için en güzel zaman...

Mart,nisan ayları ve eylül sonundan ekim sonuna kadar Japonya seyahati için en uygun zamanlardır.
Özellikle mart ayında kiraz çiçeklerin açtığı "SAKURA ZAMANI" doğanın tam anlamıyla bahar bayramına hazırlandığı günler seyahat için önerilir.

TOKYO'DA GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER...

ASAKUSA,hiç kuşkusuz Tokyo'nun en ilginç ve en renkli semtlerinden biri...
Semt , Senso-ji Tapınağının etrafında gelişmiş olup 17.yüzyılın başından beri şehrin en canlı bölümünü oluşturuyor. Artık önemli bir turistik merkez olarak Japonya'nın dışında da tanınmakta ve pek çok turisti kendine çekmekte...
Anlatılan bir efsaneye göre bir gün iki erkek kardeş DOĞU ASAKUSA'da bulunan Sumida-gawa Nehri'ne balığa giderler,ağlarına ufak bir KANNON (Budizmde sonsuz şefkati simgeleyen kişilik) heykeli takılır.Kannon'u büyük bir saygıyla toprağa gömerler.Zaman içerisinde bu heykelin gömüldüğü yerde SENSO-Jİ TAPINAĞI gelişir.
Tapınak alanının başlangıcında bulunan Kaminari-mon Girişinde ,dev bir fener asılı. Buradan geçince kendinizi,kuzeyde bulunan Hozo-mon Girişi ve Kannon-do bölümüne giden bir yürüyüş yolunda bulacaksınız.Bu iki giriş arasında uzanan 250 metrelik yolda yürürken NAKAMİSE alışveriş alanından geçeceksiniz.Yürürken bu küçük dükkanlarda hediyelik eşyaların yanısıra ünlü japon bebeklerini ve manju çöreklerini bulabilirsiniz.Ayrıca kağıt fenerler,rengarenk yelpazeler, şemsiyeler,yukatalar ve de happi paltolara göz atabilirsiniz.
Nakamise yolunun sonunda çok değişik bir atmosferle karşı karşıya kalacaksınız.Tapınağın önünde her türden insana raslayabilirsiniz.Bazıları güvercinleri beslemek için gelirler,diğerleri ise gezmek için veya bağış kutularına bozuk para atan,geleceklerini okumak için o-mikuji kartları alan hacıları görebilirsiniz.
KANNON-DO bölümünün sağında bir SHİNTO MABEDİ bulunur.
Küçük bir mabed olmasına karşın , her mayıs ayında canlı atmosferiyle ünlenmiş olan
SANJA-MATSURİ FESTİVALİ için gelen gürültülü bir kalabalıkla dolar taşar.
Bu festival eski EDO'da ,yani günümüzdeki adı ile TOKYO'da yapılan üç festivalden biridir.SANJA-MATSURİ sırasında taşınabilir üç mikoshi mabedi , ASAKUSA mabedinin çevresinde bulunan 44 sokak ve caddede dolaştırılıyor.Her mikoshinin taşınması için 30 kişi yeterli olmasına rağmen ,bu ayrıcalığı yaşamak isteyen nerdeyse 2000 kişi itişip kakışıyor.
İnsanlar ASAKUSA'ya yalnız SENSO-Jİ Tapınağı'nda dini ayin yapmak için gelmiyorlar,coğu kişi alışveriş yapmaya veya başka etkinliklerin tadını çıkarmaya geliyor.Tapınağın batısında bulunan OKUYAMA semti, kaldırımlara uzanan masa ve sandalyeleri ile  ünlü restoranları ve türlü çeşit eşyayı birarada bulabileceğiniz tezgahlarıyla biraz ORTAKÖY'ü anımsatıyor.Tezgahlarda Budizme ait heykellerden ,dükkan kapılarında kullanılan perdelere kadar geleneksel japon tarzında ilginç eşyalar satın alabilirsiniz.Semt değişik eğlenceler sunan HANAYASHİKİ LUNAPARKI ile de ünlenmiştir.
Daha sonra sinemaları ve vodvil tipi tiyatroları ile gelenleri cezbeden ROKKU semti bulunur.Burada sıklıkla CHİNDON-YA adı verilen bandolarla karşılaşabilirsiniz.Yeni bir mağazanın açılışı için veya başka bir reklam dolayısıyla klarnet ve vurmalı çalgilar çalarak sokaklarda gezen bu bandolar birdenbire ortalığı neşeye boğar.
ROKKU'dan biraz daha batıya ilerlerseniz karşınıza , bir kilometre uzunluğunda caddesi ile ünlenmiş KAPPABASHİ DOGU-GAİ semti çıkar.Bir binanın üzerinde bulunan dev aşçı heykeli bu semtin maskotu olmuştur.Caddenin her iki tarafında yeralan dükkanlarda binbir çeşit irili ufaklı eşyanın arasında alışveriş yaparken kendinizi kaybetmemenizi diliyorum.Girişler için noren perdelerinden tutun,bambudan yapılmış gereçler,seramik eşyalar,tencereler ,tavalar,plastikten yapılmış restoran sergi yemeklerine kadar binlerce hediyelik eşyanın arasında asla sıkılmayacağınıza emin olabilirsiniz.

KİRORO'dan UNUTMA...

Ünlü japon grubu KİRORO ' nun  UNUTMA anlamına gelen şarkısını YOUTUBE'dan dinleyebilirsiniz...Şarkının orijinal adı "Wasurenaide"...

http://www.youtube.com/watch?v=R773CmBoZxE&noredirect=1

TÜRK DOSTU YAZAR SİBUSAWA SACHİKO'NUN YENİ KİTABI JAPONYA'da kitap standlarında yerini aldı...

(澁澤 幸子)  Shibusawa Sachiko

Turk dostu yazar Sibusawa Sachiko'nun yeni kitabi Japonya'da kitap standlarinda  yerini aldi...
Yillardir Turkiye'yi Japonya'da tanitan yazarin son kitabi da cok akici ve  Imparatorluklar baskenti Istanbul'un tarihini japonlara derinden hissettiren bir dilde yazilmis ...

Yazarin diger eserleri asagidadir ...

Bu arada Orhan Pamuk'un Beyaz Kale'si de   japoncaya cevrildi ve kitapcilarin raflarinda yerini aldi...
Turkiye'yi seven japon dostlar kitap hakkinda olumlu gorusler belirtse de , ben kitabin japoncasini pek akici bulmadim ,55. sayfadan sonra da okumayi biraktim ...Yine de Japonya'daki kitapcilarda, bir turk kitabinin raflarda yer aldigini gormek cok guzel bir duygu ...
Orhan Pamuk'un japoncaya cevrilen diger eserleri ise :
Benim Adım Kırmızı
Babamın Bavulu
İstanbul: Hatıralar ve Şehir
Kar

(澁澤 幸子)  Shibusawa Sachiko eserleri:

Istanbul'un Enteresan Tarihi   isutanbuuru ha omoshiroi 、イスタンブールはおもしろい―歴史... 2009/12
Agir agir Ege Denizi (egekai yurayura エーゲ海ゆらゆら) 2004/9)
Gunbatiminda Bogaz (rakujitsu no bosuforosu落日のボスフォラス) 2001/10
Istanbul'dan otobuse bindim  (isutanbuuru kara basu ni notteイスタンブールからバスに乗って) 2001/7
Istanbul'dan gemiye bindim  (isutanbuuru kara fune ni notteイスタンブールから船に乗って)1999/8
Harem'deki kadinlar 「haremu no joseitachi,ハーレムの女たち」1999/4
Haseki Roksana ( chouki rokuseraana寵妃ロクセラーナ) 1998/4
Istanbul,zamanin  esintisi (isutanbuuru jikan yuruyaka niイスタンブール、時はゆるやかに) 1997/3
Istanbul,tarihte gezi (isutanbuuru no rekisi sanpo イスタンブール歴史散歩) 1994/5